17 Ekim 2011 Pazartesi

Hayırsever çiftçi 25 ton kavunu bağışladı

Haymana Türkşerefli köyünde yaşayan Başaran, her yıl ürettiği kavunların bir kısmını satıp, kalan kısmını bağışlıyor. Bu yıl da geleneği sürdürdüğünü dile getiren Başaran, tarlasındaki 25 ton kavunu sosyal yardım kuruluşları, öğrenci yurtları ve vakıflara verdiğini söyledi. Kendisine gelenlerle görüşüp kavunları dağıttığını aktaran Başaran, "Bu yıl 60 dönüm tarlaya kavun ektim. İki römork dolusu kavunu bir derneğimize bağışladım, gelip götürdüler. Kalan kavunları da öğrenci yurtlarına ve hayır kurumlarına bağışladım. Talep eden hayır kuruluşları belgeleriyle gelip tarladan kavunları yükleyip götürdüler." diye konuştu.
(CİHAN)

Dünya Kadın Çiftçiler Günü Kutlu Olsun!

Kadın çiftçiler, tarımsal örgütlerin başında olmalı.
15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü'nünTürkiyemiz için daha farklı bir anlamı var. Çünkü "Küçük Çiftçilik" yapısının hakim olduğu tarım sektörümüzde milyonlarca "Çiftçi Kadın" her gün usanmadan ve yılmadan katma değer üretmeye devam ediyor. Ancak ne yazık ki onların fazla sesleri duyulmuyor.

Bu büyük bir haksızlıktır. Hem ülke ekonomisi hem de tarım sektörüne böylesine önemli katkılar yapan kadın çiftçiler çok daha önde olmalı ve çok daha fazla temsil hakkına sahip olmalıdır. Bu çerçevede kadın çiftçileri ziraat odaları ve tarımsal kalkınma kooperatiflerinin yönetimlerinde görmek istiyoruz. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın başlattığı "Kadın Çiftçiler Yarışması"nın olumlu bir adım olduğunu düşünüyor, fakat yeterli görmüyoruz.

Bakanlığımız kadın çiftçileri, başka etkinlikler ile de hatırlamalı ve onları teşvik etmelidir. Son sözümüz ise, kadın çiftçilerimize. Kadınlarımız, her alanda yarattığı katma değerin, esirgemediği emeğin Türkiye'nin gerçek gücü olduğunun farkına varmalı, değiştirmek istediklerini sivil toplum örgütlerinde en önde yer alarak, birlikler, kooperatifler kurarak ve yaşatarak yapmalıdır. Toplumların gelişimi kadınların yönetici, önder ve söz sahibi olmalarına bağlıdır.

"Çiftçi Kadınlar"ımızın bu anlamlı gününü en içten dileklerimizle kutluyoruz.

Çiftçilik

İnsan gücü ve çeşitli makinalardan faydalanılarak toprağın işlenmesi, ekilmesi, mahsulün elde edilip değerlendirilmesini içine alan üretim bölümü. Bugünkü çifçilik daha genel manada olup, hayvancılık ve kültür balıkçılığı da uğraştığı işler içinde mütalaa edilmektedir. Eskiden çiftçilik teriminden bir çift hayvanın çektiği saban veya pullukla yapılan ziraat anlaşılırdı. Bugün en modern makinalarla yapılan fenni usullerin uygulandığı çifçilik, ekonominin temelidir ve bu başlıbaşına bir ilim sayılmaktadır. Bu kadar geniş ve dalları olan çiftçiliği şu ana bölümlere ayırmak mümkündür:

1. Ziraat bitkileri: İnsanlara lüzumlu olan ana gıda maddelerinin üretimi bu bölüme girer. Diğer bölümlere göre en fazla toprak ile uğraşan koldur. Bu kısımda yetişen bitkilerin hepsi yıllıktır. Yani bir sene içinde ekilir, toplanır. Özelliklerine göre dört ana gruba ayrılır:

a) Hububat: Buğday, arpa, yulaf, çavdar, mısır , darı çeltik gibi bitkiler olup, hepsi yurdumuzda yetişmektedir.

b) Baklagiller: Bakla, bezelye, fasulye, nohut, burçak, mercimek vb.’dir. bunlara eskiden bakliyat denirdi. Hepsinin memleketimizde bol miktarda ziraati yapılır.

c) Endüstri bitkileri: Yağ, dokuma, şeker, sigara endüstrisinin ham maddesini meydana getirirler. Çeşitleri memleketimizdeki değişik bölgelerde bol olarak elde edilir. Bunların başlıcaları: Tütün, pamuk, haşhaş, şekerpancarı, keten, kenevir, susam, ayçiçeği, yer fıstığı, anason ve patatestir.

d) Otlak ve yem bitkileri: Bunlar hayvanlara yem olarak yetiştirilir. Özellikle sulak arazide bol miktarda ekimi yapılır. Yazın yaş olarak, kışın da kurutulmuş olarak hayvanlara verilen otlak ve yem bitkileri memleketimizde bol olarak yetiştirilir. Çeşitli çayır otları, yonca, fiğ, bu bitkilerin en önemlilerindendir.

2. Bağ-bahçe bitkileri: Büyük emek ve devamlı bakım isteyen bu bitkiler dört ana bölüme ayrılır:

a) Meyvecilik: Çok çeşitli meyvelerin yetiştiği yurdumuzda 50’den fazla türde ağacın ekimi, bakımı yapılıp, meyvesi alınmaktadır. Bunların başlıcaları elma, erik, armut, şeftali, kayısı, kiraz, vişne, zeytin, kestane, çam fıstığı, ceviz, fındık, kiraz, portakal, limon, greyfurt ve muzdur.

b) Bağcılık: Doğu Anadolu’nun yüksek yerleri, yaylaları, Karadeniz bölgesinin bol yağış alan yerleri hariç, Anadolu’nun her yerinde yetiştirilir. Ege bölgesi, Orta Anadolu önemli bağcılık bölgeleridir. Bir kısmı ihraç edilen üzüm, yaş olarak yendiği gibi, pekmez yapılarak ve kurutulmak suretiyle kışın da tüketilmektedir.

c) Sebzecilik: Taze olarak yendiği gibi konserve ve kuru olarak da kullanılan bitkilerin ziraatı memleketimizde bol miktarda yapılmaktadır. Son yıllarda seracılığın gelişmesi iklimi müsait olan yurdumuzda her mevsim taze sebze bulunmasını mümkün hale getirmiştir. Çiftçiliğin bu bölümünde az topraktan bol mahsul elde edilir.

d) Çiçekçilik ve süs bitkileri: Bazı memleketlerin ihraç ederek milyarlar kazandığı zevkli, özel bilgi isteyen bir daldır. Park ve bahçeleri, evleri süsleyen ve seralarda özel olarak yetiştirilen çiçeklerin binlerce türü vardır.

3. Hayvancılık: Çiftçiliğin temel konusudur. Hayvanlardan elde edilen süt, yoğurt, peynir, yumurta, et, gibi gıdaların yanında deri, yün ve gübrelerinden de istifade edilmektedir. Bir kısmı binek olarak kullanılmaktadır. Hayvancılık üç ana bölüme ayrılır:

a) Büyük baş hayvanlar: Bu hayvanlar ahır ve çayırlarda sürü halinde yetiştirilir. Başlıcaları at, sığır, eşek, katır ve devedir.

b) Küçük baş hayvanlar: Koyun, keçi ve bunların çeşitleri bu üretimin içine girerler.

c) Evcil hayvanlar: Tavuk, kaz, ördek, tavşan, hindi daha ziyade küçük işletmeler halinde yetiştirilir. Son senelerde adetleri artan tavuk çiftlikleri bol miktarda yumurta ve et üretmektedirler.

4. Pazarlama: Yetiştirilen ürünlerin taze ve kuru olarak pazarlama bölümüdür. Yolların ve sevk edilecek vasıtaların bulunması ürünlerin pazarlanmasını kolaylaştırmaktadır. Fabrikalar kurularak hammaddeler işlenmekte, insanların kullanacağı hale getirilmektedir. Şeker, yağ, dokuma, süt, peynir, un fabrikaları en önemlileridir.

5. Tarım hastalıkları: Tarlada, bahçede, bağda, ahırda, depo edilen yerlerde alınacak koruyucu tedbirler, ilaçlamalar, ürünleri hastalıktan korur. Bunlar zamanında, bilgili olarak yapılacak olursa verim artar, daha iyi ve bol mahsul elde edilir. Tarım Bakanlığının kuruluşları, çiftçilere bu konuda yardımcı olarak bol ürün elde etmelerini sağlamaktadır.

6. Toprağın sulama, bakımı ve gübrelenmesi: Çiftçiliğin en önemli koludur. Bunların fenni usullerle yapıldığı zaman verim o kadar fazla olur. Yağmur sularının ve rüzgarların aşındırması bunlara karşı alınacak tedbirler de bu bölümün içine girer.

7. Tarım makinaları: Çiftçilikte bol miktarda makina kullanılmakta, böylece daha fazla ürün alınmaktadır. Bu tarım aletleri; toprağın hazırlanması, ekimin yapılması, bitkilerin bakımı, ürünlerin toplanması, ambalajlanması gibi değişik yerlerde kullanılan tür ve çeşitleri vardır. Çok miktarda olan bu makina ve aletlerin bakımı, onarılması, tarım makinaları bölümünü meydana getirmiştir

16 Ekim 2011 Pazar

arılarda zehirlenme şekilleri ve belirtileri

Mide zehirlerinden etkilenirler. Besinlerine karışmış tarım ilaçlarını sindirim sistemine alırlar.

Kontakt (temas-deyme) zehirlerinden etkilenirler. Arıların kitukulasına (derisine) tarım ilacı değdiği zaman arılar ölür.

Solunum zehirlerinin etkisi ile zehirlenerek ölürler. Bunlar genellikle fümigant ilaçlardır.
Kovan önlerinde binlerce ölü arının bulunması, koloni populasyonu azalması, hırçınlık, ana arı kaybetme, ana arı yüksüklerinin ve yalancı kolonilerinin oluşması, uçma yeteneğinin azalması, arka ayağı sürükleyerek yürümesi, arıların üşürgibi titremesi ve kümelenmesi, ölen arılarda kanatların ayrık ve dilin uzamış vaziyette durması pestisit zehirlenmesinin en önemli belirtileridir. Genç işçi arıların ve yavruların ölümü ise pestisitli polenin kovana taşınması ve tüketilmesinden kaynaklanmaktadır. Zirai mücadele ilaçlarından zehirlenen arılar kovana dönemeden ölürler. Kovana gelebilenler ise anormal davranış gösterdiklerinden getirdikleri ilaçlı nektarı diğer arılara veremezler. Bu nedenle, ilaçların balda kalıntı sorunu yok denecek kadar azdır. Ancak ilaçlama yapılan bölgelerde toplanan polen ve propoliste ilaç kalıntıları bulunabilir ve bunlar insanlar tarafından tüketilmemelidir.

bal küçük çocuklara verilebilir mi

Bal 1 yaşından küçük çocuklar için tavsiye edilmemektedir. Nedeni Clostridium Botulinum bakterisinin balda gelişememesine rağmen, spor formunun balda bulunma ihtimalinin olması ve bu bakterinin bebeklerde Bebek Botulizmi denilen bir hastalığa neden olmasıdır. Bu sporlar çevremizdeki havada, toprakta, tozda ve ham tarımsal ürünlerde bulunmaktadır. Birçok gıdada olduğu gibi balda da bulunabilen bu sporlar erişkinler ve 1 yaşından büyük çocuklardaki gelişmiş bağışıklık ve sindirim sisteminden dolayı problem teşkil etmezken, 1 yaşından küçük bebeklerde bağırsak mikro florasının yeterince gelişmemiş olmasından dolayı botulizme neden olabilmektedir.

Arı yetiştiriciliği desteklemesi 2010

Arı yetiştiriciliği yapan, merkez birliği düzeyinde örgütlenmiş yetiştirici birlikleri ve/veya üretici birliklerine üye olan üreticilere, Arıcılık Kayıt Sistemine kayıtlı olma şartı ile kovan başına, seralarda doğal polinasyonu sağlamak amacıyla bombus arısı kullanan yetiştiricilere ise koloni başına aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır.

Arı kovan başına 6 TL
Bambus arısı 50 TL/koloni

buzağı desteklemesi 2011

değerli yetiştiriciler

buzaği desteklemesinden faydalanmak için yapilmasi gerekenleri şu şekilde siralayabiliriz..

buzağinin 2010 yilinda suni tohumlamadan doğmuş olmasi gerekmektedir.
buzağiya küpesinin takilip il/ilçe tarim müdürlüklerinden pasaportunu alip bu pasaportu damizlik siğir yetiştiricileri birliğine götürüp kayit ettirmek gereklidir.ilinizde damizlik siğir yetiştiricileri birliği yoksa il/ilçe tarim müdürlüklerinden e-islah kayitlarinin yapilmasi gerekmektedir.
buzağiniz dişi ise 3-6 aylik yaşta iken (brucella s-19 ) aşisinin yapilmasi gerekmektedir.buzaği erkek ise bu aşiya gerek yoktur.


buzaği desteği: 60 tl
aşi desteği :20 tl

(20 tl desteği alabilmek için dişi buzağilara brucella aşisi ve şap aşisinin yapilmasi şarti vardir)


değerli yetiştiriciler hayvancilikla ilgili hangi destekler veriliyor bu desteklerden nasil faydalanabilirim diyosaniz mesajlarinizi bekliyoruz.